Türkbükü Escort Melis ile Gecenin JetSet Ateşi

Türkbükü, Bodrum’un en lüks ve jet-set destinasyonu; denizin berraklığı ve yazın çılgın enerjisi burada birleşir. Gündüzleri sahilde şezlonglar sıralanır, milyon dolarlık yatlar koyda süzülür, beach clublardan müzik ve kahkaha sesleri yükselir. Hava tuzlu rüzgâr, parfüm ve kokteyl kokularıyla doludur; jet-skiler dalgaları yarıyor, elit turistler bronzlaşıyor, garsonlar şampanya servis ediyor. Gündüz, Türkbükü bir tatil sahnesidir; dalgalar kıyıyı okşar, palmiyeler gölge sunar, herkes lüks bir yazın peşindedir. Ama gece çöktüğünde, Türkbükü’nün vahşi ateşi uyanır. Beach clublar gece kulüplerine dönüşür, ışıklar sahili bir piste çevirir, zevk avcıları dansa başlar. İşte böyle bir gecede, Türkbükü Escort Melis’le tanıştım. Melis, yirmilerinin sonunda, bronz tenli, uzun siyah saçları dalgalı, kalçaları dolgun, göğüsleri diri bir kadın. Gözleri Ege’nin derin mavisi, dudakları sikini yutmak için sabırsız, bedeni yazın jet-set ruhunu taşır. Götüne düşkün, sikini avlamak için yanıp tutuşur; bakışlarıyla çeker, ağzıyla oynar, götüyle fetheder. Onunla geçirdiğim bu upuzun gece, Türkbükü’yü bir lüks zevk şölenine çevirdi; sikim, Melis’in ellerinde hem av hem kral oldu.

Her şey Türkbükü sahilinde, bir beach clubda başladı. Loş ışıklar şezlonglara vuruyor, kokteyl bardakları parlıyor, dalgalar kıyıya nazikçe vuruyordu. Melis’i bir köşede gördüm; üzerinde ince bir tasarım elbise, göğüsleri kumaşı geriyor, dudaklarında tuzlu bir gülümseme. “Türkbükü benim jet-set saham,” dedi, sesi clubın müziğini keserek, “ve ben sikine yaz ateşi veririm.” Bana yaklaştı, eliyle omzumu sıktı, “Mojito mu içersin, yoksa beni mi tadarsın?” diye fısıldadı kulağıma. Elbisesini sıyırıp şezlonga yayıldı, bacaklarını açtı; hava deniz kokusuyla ve onun bronz teninin sıcaklığıyla doldu. Sikim ona çekildi, parmakları beni kavradı, “Hadi gel,” dedi, “götüm seni lüks dansla çıldırır.” O an clubın gürültüsü sustu, şezlonglar arasında bir alev yükseldi. Melis’in enerjisi patladı; sikimi sıktı, ağzına aldı, sonra götüne sürttü. “Bu bir başlangıç,” diye güldü, dudakları sikimin ucunda dans ederken. Müzik çalarken, biz şezlongun gölgesinde bir zevk fırtınasına daldık; kokteyller masada duruyordu, ama Melis’in inlemeleri ritmi bastırdı. Kalabalık dans ederken, biz sahilin köşesinde kaybolduk; garsonlar servis yaparken, Melis’in götü sikimi çağırıyordu, club onun jet-set ateşiyle tutuştu.

Gece Türkbükü’nün iskelesine kaydı. Lüks yatlar demirlemiş, ışıklar suya yansıyor, rüzgâr yelkenleri okşuyordu. Melis, iskelede durdu, “Türkbükü sikiş burada alevlenir,” dedi ve elbisesini yere attı. Dolgun götü ay ışığında parladı, sikimi adeta yalvarıyordu. “Bu iskele benim av saham,” diye fısıldadı, tahtalara yaslandı, kalçalarını havaya kaldırdı. Rüzgâr esiyordu, ama Melis’in nefesi her şeyi ezdi; sikimi eline aldı, “Jet-set ateşim sikini yakar,” dedi, gözleri Ege’nin mavisiyle parlıyordu. Götüne bastırdım, inlemeleri dalgaların sesini bastırdı. Yavaşça soktu, sıktı, oynadı; “Beni serin sanma,” dedi, her hareketi bir elit dans gibiydi. Yatlar sallanırken, Melis’in ritmi geceyi ele geçirdi; sikimi götüne gömdü, iskelenin sessizliği fark etmeden, “Bu bir sikiş değil, Türkbükü şöleni,” diye güldü. İskelenin tahtaları onun enerjisiyle titredi; rüzgâr yelkenleri çekerken, biz bir zevk selinde kaybolduk. Deniz suyu ayaklarımıza sıçrarken, Melis’in ateşi iskeleyi kavurdu.

Saatler ilerledikçe Melis beni bir yata çekti. Türkbükü koyunda, açık denizde süzüldük. Deniz dalgaları gövdeye vuruyor, yıldızlar gökyüzünde parlıyordu, rüzgâr tuzlu bir esinti taşıyordu. “Götüm bu sularda kraliçe,” dedi, çıplak bedenini güverteye yaydı, bronz teni ay ışığında parladı. Sikimi ağzına aldı, emdi, yaladı; yaz enerjisi her nefeste hissediliyordu. “Beni sakin sanma,” diye kahkaha attı, sesi rüzgârı bastırdı. Yat sallanırken, götüne yöneltti; sikimi sardı, sıktı, tempo onun elindeydi. “Sikini bırakmam,” dedi, kalçalarını bana vururken, “Jet-set usulü budur.” Dalgalar yata tempo tuttu, yıldızlar sustu, Melis’in inlemeleri koyu doldurdu. Götüyle sikimi kavradı, her anı bir zevk şöleniydi; deniz serinken, biz alevler içinde kaybolduk. Yat dalgalarla yalpalarken, Melis’in ateşi sabitti; sikimi emdi, oynadı, “Bu bir yolculuk değil, lüks fetih,” dedi. Türkbükü’nün suları onun enerjisiyle ısındı; kaptan dümeni tutarken, biz güvertede bir zevk rüyasına daldık.

Sabaha doğru Türkbükü’nün tepelerine tırmandık. Bir lüks villanın terasında, denize nazır bir manzarada durduk. Hava serinlemeye başlamış, güneş ufukta yükseliyordu, dalgalar uzaktan köpürüyordu. “Türkbükü zevk burada derinleşir,” dedi Melis, bacaklarını açtı, götünü teras korkuluğunda bana sundu. “Sikini jet-set ateşle çıldırırım,” diye güldü, eliyle beni yakaladı, ağzına aldı. Rüzgâr saçlarını savururken, götüne sürttü, sonra yavaşça soktu. “Sakinlik burada biter,” dedi, sesi dalgaların şırıltısını ezdi. Götü sikimi sıkarken, teras titredi; sabahın dinginliği onun çığlıklarıyla bozuldu. “Beni durduramazsın,” diye fısıldadı, her hareketi bir yaz dansı gibiydi. Türkbükü’nün huzurlu sabahı, Melis’in vahşi enerjisiyle dağıldı; villa uyanmadan, biz bir tutku girdabında kaybolduk. Götü sikimi sardı, inlemeleri rüzgârla uçtu; korkuluklar gıcırdadı, ama Melis’in ateşi sönmedi. Deniz uzaktan parlıyordu, güneş tenimizi ısıtırken, Melis’in götü sikimi yaz ateşiyle kavurdu.

Gün ağarırken Melis beni Türkbükü’nün gizli bir koyuna götürdü. Çakıl taşlı bir plajda, zeytin ağaçlarının gölgesinde durduk. Deniz köpürüyordu, güneş kumu ısıtıyor, martılar gökyüzünde süzülüyordu. “Ateşim burada patlar,” dedi, çıplak bedenini çakıllara yasladı, götünü havaya kaldırdı. Sikimi ağzına aldı, yaladı, emdi; enerjisi plajı titretti. “Yavaşlık mı istiyorsun?” diye alay etti, “O bende yok.” Götüne gömdüm, her sikiş bir zaferdi; çakıllar kaydı, inlemeleri dalgaları bastırdı. “Türkbükü usulü budur,” dedi, sikimi sıkarken, “ben yakarım, sen yanarsın.” Götü sikimi esir aldı, denizin serinliği Melis’in ateşiyle kayboldu. Plaj onun şovuna sahne oldu; martılar çığlık atarken, biz bir zevk fırtınasında kaybolduk. Deniz suyu ayaklarımıza değiyor, güneş tenimizi yakarken, Melis’in götü sikimi bir jet-set rüyaya çevirdi.

Son durak Türkbükü’nün bir lüks villasının havuz başındaydı. Sabahın erken saatlerinde, palmiyelerin gölgesinde, şezlongların arasında durduk. Deniz sakin, güneş yükseliyordu. “Burada sikini fethederim,” dedi Melis, çıplak bedenini havuz kenarına yaydı, götünü havaya kaldırdı. Sikimi ağzına aldı, yaladı, emdi; ateşi villayı titretti. “Hız mı istiyorsun?” diye güldü, “Ben sonsuzluk veririm.” Götüne gömdüm, her hareket bir lüks dansıydı; havuz dalgalandı, rüzgâr onun inlemelerini taşıdı. “Türkbükü ateşi benimle gelir,” dedi, sikimi sıkarken, “sen sadece teslim olursun.” Götü sikimi kavradı, villanın sessizliği Melis’in şovuyla bozuldu. Deniz köpürürken, Melis’in ateşi her şeyi yuttu; villa uyanmadan, biz havuz başında bir zevk maratonuna daldık.

Melis’le Türkbükü’nde geçen bu upuzun gece, beach clubdan villaya bir jet-set zevk yolculuğuydu. Sikimi avladı, götüyle çıldırttı, ateşiyle sahiplendi. “Bu kasaba benim sikiş dansım,” dedi son olarak, dudakları ıslakken, gözleri zaferle parlıyordu. Sikinde dayanıklılık varsa, Melis seni Türkbükü’nde bekliyor. Ama dikkat: Bu Türkbükü Escort, götüyle ruhunu jet-set ateşiyle fetheder.